Çocukluğumu Özlüyorum…

Çocukluğumu özledim.
Hiçbir neden düşünmeden özgürce koşabildiğim günleri,bisiklete binip kardeşlerimi geçme telaşımı,düşmemi ,canım acısa bile yine de gülüp yarışa devam etmelerimi özledim.

Arkadaşlarla İzollu’nun soğuğuna rağmen balık tutmaya gitmelerimizi,
Her seferinde diğer arkadaşların daha çok tutup bizimle dalga geçmesini,
“Öğretmenim beni dışarda görür de kızar” düşüncesiyle onun evinin önünden büyük bir korkuyla geçmeyi,
En yakınım dediğim dostumla ilk okulun o özel günlerinde şarkılar söyleye söyleye eğlenmelerimizi özledim.
En çok sevdiğimiz diziyi bugün hangimizin evinde izleyeceğiz tartışmalarını,
Anneler gününde hiç param olmadığı için gidip papatyalar topyalıp bardağın içinde anneme sunuşumu  ve onun mutluluk gözyaşlarını özledim…

Çocukluğumu özledim.
Dut ağacına tırmanmaya çalışmalarımızı,
Kim daha çok kayısı toplayacak deyip ağaçtan düşmelerimizi; ardından ağlamakla gülmek arasındaki çıkardığım o ilginç ses tonunu özledim.
Babamın ekmeğe sürüp verdiği yumuşak peyniri ve yağı,
Annemin yaptığı salçaları kuruması için evimizin terasına koyduğunda,uzaktan izleyip sonra gizli gizli salçaların içine taş atmalarımızı özledim.
Kardeşlerimle evimizin koridorunda yaptığımız maçlardan arda kalan patlamış lastik topun kokusunu ve oyun oynarken sıkıldığımda su içme bahanesiyle babamın yanına gidip uyuma numarası yaptığım günleri özledim…

Çocukluğumu özledim…
Yaşlı teyzelerin deyimiyle bazlamayla yoğurt yemeyi özledim..
Ve çok korkuyor olmama rağmen komşumuzun horozunun beni kovalamasını ve annnneeee diye çığlık atmalarımı özledim.
Köpeğimiz coni’nin ben nereye gitsem peşimden gelip beni koruduğu hissine kapılmalarımı ve her sabah namazında bizi ışıklarımız yanana kadar uyandırmaya çalışmasını özledim.

Sırtımdan henüz vurulmadığım o temiz günleri,
Annemin diktiği,her bayram heyecanla beklediğim kırmızı elbiselerimi,
Sobanın üzerinde yaptığımız çekirdekleri özledim.
Sıcacık odamızı özledim.Çok özledim.

Şimdi her şey yapay sanki.
Koşamıyorum artık.
Bisikletime de binemiyorum.Özgürlüğümü çalan sokaklardan adalara gidip günü birlik kurtuluyorum…
Artık canım yandığında gülemiyorum.
Eminönü’nde balık tutmaktan da zevk alamıyorum.
Kardeşime emanet ediyorum o anki hevesimle elime aldığım oltasını.
Korkacağım bir öğretmenimde kalmadı artık.
Severek izleyebileceğim bir dizide..
Ve artık papatyada toplayamıyorum anneme.

Çocukluğumu özlüyorum.
Tırmanacağım bir ağacım yok,kollarımızı kanatan kayısı ağacımız yok,annemin yaptığı o güzel salçalar yok..
Ve büyüyen bedenlerimize artık futboluda sokamıyoruz abilerimle.
Ve hiç ayrılamadığım köpeğimin yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum.
Annemin özenle diktiği elbiselerdeki tadı şimdi en lüks mağazadan alınanlarla bile kıyaslayamıyorum.
O mutluluğu yaşayamıyorum..
O sevinci taşıyamıyorum.
Ve artık içimi ısıtan sobamız yok.
Suni bir peteğe sığındırıyorum yüreğimi.Isıtamıyorum içimi.Isıtamıyorum kendimi.Isıtamıyorum eski günleri…

Çocukluğumu özlüyorum.
Ben eski beni özlüyorum.
Sorumsuz günlerimi,kirlenmemiş düşlerimi,gülen gözlerimi özlüyorum…
Çocukluğumu özlüyorum,ben daha fazla büyümek istemiyorum.
Artık hayatın bana getireceklerinden korkuyorum..
Çocukluğumu özlüyorum
Çocukluğumu çok özlüyorum…

M. Akif Kayaduman

Kısa adres:

Yazar - 09 Temmuz 2009. Kategori Sizden Gelenler. Bu yazıya yazılan yazıları RSS üzerinden takip edebilirsiniz RSS 2.0. Yorum yazabilir veya geri izlemede bulunabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir